Bir şehirde emekli öğretmen Ahmet Yılmaz, engelli torununu her gün tekerlekli sandalyesiyle okula götürüp getiriyor. Yılmaz, sadece torununa değil, okulda karşılaştığı diğer öğrencilere de yardım ederek, emekliliğinin sadece dinlenmekten ibaret olmadığını gösteriyor. 70'li yaşlarında olmasına rağmen, gündelik hayatın içinde aktif rol alarak, hem torununa hem de topluma büyük bir katkı sağlıyor. Yılmaz'ın bu özverisi, birçok kişiye ilham kaynağı oluyor. Onun hikayesi, emeklilik sonrası hayatın, farklı şekillerde anlamlı olabileceğini kanıtlıyor. Yılmaz'ın hayat felsefesi, gelecek nesillere örnek teşkil ediyor. Yıllardır süregelen bu desteğiyle, toplumda büyük saygı görüyor. Bu durum, onun sadece bir dede değil, aynı zamanda bir eğitimci olarak da ne kadar değerli olduğunu gösteriyor.
Engelli Toruna Verilen Destek
Doğumundan beri yürüme engelli olan torunu Mehmet Can'ı, anaokulundan bu yana okula götürüp getirdiğini söyleyen Ahmet Yılmaz, "Torunumun ayakları benim" diyor. Sabah Mehmet Can'ı uyandırıp okula götürüyor, okul çıkışına kadar bekliyor ve tüm ihtiyaçlarını karşılıyor. Yılmaz, sadece fiziksel desteğiyle değil, duygusal olarak da torununa büyük destek oluyor. Torununun eğitim hayatında aktif rol alması, Mehmet Can'ın sosyal ve akademik gelişimine olumlu katkı sağlıyor. Mehmet Can'ın engellerini aşma mücadelesinde, büyükbabasının desteği paha biçilemez. Bu durum, aile bağlarının önemini ve engelli bireylerin topluma entegrasyonu için yapılabilecekleri vurguluyor. Yılmaz’ın özverisi, birçok insan için örnek teşkil ediyor.
Öğrencilere Eğitim Desteği
Ahmet Yılmaz, torununa bakarken zamanını diğer öğrencilere de ayırıyor. Okuma yazma bilmeyen veya öğrenme güçlüğü çeken yabancı uyruklu öğrencilere okul kütüphanesinde ve kantininde yardımcı oluyor. Yılmaz, yıllarca süren öğretmenlik tecrübesini gönüllü olarak kullanarak, birçok öğrencinin eğitim hayatına katkı sağlıyor. Bu öğrenciler için, sadece bir öğretmen değil, aynı zamanda bir rehber ve yol gösterici oluyor. Onların hayatlarına dokunarak, toplumun gelişmesine katkıda bulunuyor. Üstelik, bazı öğrencilerin lise ve üniversite sınavlarına hazırlanmalarına da yardımcı oluyor. Bu desteği, eğitimdeki gerçek anlamın ders vermekten öte, hayatın içinden olmak olduğunu gösteriyor.
Eğitim ve Toplum İçin Verilen Mücadele
Ahmet Yılmaz, eğitimin dört duvarla sınırlı olmadığını, hayatın her alanında devam etmesi gerektiğini savunuyor. Topluma ve eğitime katkısı, sadece torunu ve öğrencileriyle sınırlı değil. Onun hayatı, emekliliğin sadece dinlenme anlamına gelmediğini, aksine topluma faydalı olabilecek birçok fırsat sunduğunu gösteriyor. Yılmaz'ın yaşam tarzı, birçok insan için ilham kaynağı ve örnek bir davranış örneği teşkil ediyor. Giresun'da yaşayan Yılmaz'ın hayat hikayesi, hem eğitimin hem de toplumsal dayanışmanın önemini vurguluyor.