Karadeniz'de Bir Demirci Atölyesinin Hikayesi

Karadeniz Bölgesi'nde, nesilden nesile aktarılan bir demirci atölyesi, el emeğinin ve zanaatın değerini gösteriyor. 54 yaşındaki Mehmet Yılmaz, 80 yıl önce büyükbabasının kurduğu atölyeyi bugün de işletmektedir. Giresun ilinin kırsal bir bölgesinde bulunan bu atölye, yıllardır bölge halkına hizmet vermektedir. Mehmet Yılmaz, 14 yaşında çırak olarak başladığı bu meslekte, babasından ve amcasından aldığı bilgi ve tecrübeyle, yeteneklerini geliştirmiştir. Yılların verdiği deneyimle, artık sadece küçük tarım aletleri değil, kapı, pencere ve demir doğrama işleri de üretmektedir. Atölyenin duvarları, yılların birikimini, emeği ve azmi yansıtmaktadır. Çıraklık yıllarından bu yana, yöre halkının ihtiyacına göre çalışmalarını şekillendirmiş ve bu sayede atölyenin sürekliliğini sağlamıştır. Aile geleneğinin ve zanaatın mirasını gelecek nesillere aktarma arzusuyla çalışmalarını sürdürmektedir.

Nesilden Nesile Aktarılan Bir Miras

Mehmet Yılmaz'ın büyükbabasının, atölyeyi amcasına devrederken söylediği "Bu körüğün ateşi hiç sönmesin" sözü, ailenin bu mesleğe olan bağlılığını ve mirasın önemini vurgular. Amcasının sağlık sorunları nedeniyle dükkanı babasına devretmesiyle, atölye Yılmaz ailesinin elinde kalmıştır. Mehmet Yılmaz, 25 yıl önce babasından devraldığı atölyeyi, büyük bir özveriyle işletmektedir. Çoğu atalarından kalma aletlerle çalışarak, geleneksel yöntemleri koruyup sürdürmektedir. Yılmaz, bu geleneği devam ettirmekten büyük gurur duyduğunu ve mesleğini severek yaptığı vurgular. Bu miras, sadece bir meslek değil aynı zamanda aile bağlarını ve bölgenin kültürel zenginliğini de temsil etmektedir. Atölyede bulunan eski aletler, yılların izlerini taşıyarak bu mirası somut bir şekilde yansıtmaktadır.

Azalan Bir Mesleğin Temsilcisi

Mehmet Yılmaz, çıraklık yıllarında bölgede dört demirci atölyesi olduğunu, ancak günümüzde sayının sadece ikiye düştüğünü belirtiyor. Espiye ilçesinde, geleneksel zanaatların günümüzde azalmasından dolayı kaygı duyuyor. Bu durum, bu meslekte çırak yetiştirilmesinin zorluğunu göstermektedir. Yılmaz, kendisinden sonra mesleği sürdürecek kimsenin olmamasından endişeli olup, sağlığı elverdiği sürece demircilik yapmaya devam edeceğini söylüyor. Gençlere bu zanaata sahip çıkmaları çağrısında bulunuyor. Demirciliğin ağır bir meslek olmadığını belirterek, gençlerin bu alana yönelmelerini teşvik ediyor. Bu, azalan bir mesleğin temsilcisinin, kültürel mirasın korunması için yaptığı son çabaları göstermektedir. Yılmaz'ın çabaları, geleneksel zanaatların önemini hatırlatmaktadır.